Hayatın koşuşturması içinde, sakin bir an bulup derin bir nefes aldığınızda, dilinizden dökülen “Subhanallahi ve bihamdihi” ile başlayan bir yolculuğa ne dersiniz?

Bu basit ama güçlü zikrin, günlük zikir pratiğimizde nasıl bir yer tuttuğunu, ve bu zikrin faziletini keşfetmeye hazır mısınız? Sizi, sadece birkaç kelimeyle nasıl derin bir manevi huzura erişebileceğinizi ve hayatınızda nasıl pozitif bir değişiklik yaratabileceğinizi gösteren bir yazıya davet ediyorum.

Subhanallahi ve Bihamdihi Zikri: Kalplerin Şifası

Güneşin ilk ışıklarıyla uyanırken, kuşların cıvıltıları arasında, günün her anında, huzurlu bir nefes alışta, Subhanallahi ve Bihamdihi zikrini dilinizden düşürmeyin.

Bu zikir, sadece dudaklardan çıkan bir ses değil, kalplerin derinliklerine işleyen bir şifa kaynağıdır. Yorulmuş, yıpranmış, hastalıklarla mücadele eden kalpler için bu zikir, adeta bir ilaç gibidir.

Zikrin gücü sadece ruhani bir tatminle sınırlı değil. İnsanı içsel bir yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda Allah’a (c.c) olan yakınlığımızı artırıyor. “Sübhanallahi ve bihamdihi sübhanallahi’l azim” ifadesi, her ne kadar basit görünse de, anlamı ve getirisi itibarıyla muazzam bir ağırlığa sahip.

Bir zamanlar, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in bizlere öğrettiği bu değerli zikir, bugün de günlük hayatımızda önemli bir yer tutuyor.

Ebu Hureyre (r.a) tarafından rivayet edilen hadiste, Sevgili Peygamberimiz (SAV) şu ifadeleri kullanıyor: “İki söz vardır ki onlar dile hafiftir­ler, terazide ağırdırlar; Rahman olan Allah’a sevimlidirler, bunlar: ‘Sübhânellâhi ve bihamidihî, Sübhânellâhil’azîmi.'”.

Bu sözler, Allah’ın yüceliğini ve mükemmelliğini övmekle kalmıyor, aynı zamanda O’nun sonsuz gücünü ve kudretini de ifade ediyor.

Günlük Yaşamda Zikrin Yeri

Günlük rutinlerimizin yoğunluğunda, stres ve kaygıların arasında, bu zikri dilimizden düşürmemek, ruhumuza derin bir huzur ve rahatlama sağlıyor.

Sabah kahvesini yudumlarken, işe giderken, ailemizle vakit geçirirken bu zikri yapmak, sıradan anları kutsal birer an haline getiriyor. Bu zikrin okunuşu ve anlamı şu şekilde:

Allah’a hamd ederek O’nu noksanlıklardan tenzih ederim, Yüce Allah’ı tenzih ederim.

Bu zikri gün boyunca tekrar etmek, sadece dilimizi değil, kalbimizi de Allah’a (c.c) yaklaştırıyor. Subhanallahi ve Bihamdihi zikri, manasıyla, okunuşuyla, ve ruhumuza kattığı huzurla, hayatımızın her anında bizlere eşlik ediyor.

Bu basit ama güçlü zikri gündelik yaşamınıza dahil ettiğinizde, kalbinizin nasıl daha hafiflediğini, ruhunuzun nasıl daha dinginleştiğini fark edeceksiniz.

Subhanallahi ve Bihamdihi: Fazilet ve Sırlar

Subhanallahi ve bihamdihi zikri, küçük bir cümle gibi görünse de, içinde taşıdığı fazilet ve sırlarla adeta bir hazinedir. Bu zikrin özünde, Allah’a hamd etmek ve O’nu her türlü noksanlıktan tenzih etmek yatar. Bu zikir, sadece dudaklarımızdan çıkan bir ses değil, aynı zamanda gönlümüzdeki bir inanç ve samimiyetin ifadesidir.

Efendimiz Hz. Muhammed (SAV), bu zikrin önemini ve faziletini bizlere şu şekilde aktarıyor: “Kim, sabah akşam yüz defa ‘subhânallâhi ve bi-hamdihi’ derse, onun söylediklerinin bir mislini veya daha fazlasını söyleyen kimse dışında hiçbir şahıs, kıyamet gününde onun söylediğinden daha faziletli bir zikirle gelemez.”

Bu hadis, bu zikrin ne kadar büyük bir ağırlığa sahip olduğunu gösteriyor. Her sabah ve akşam yüz defa tekrarlanan bu zikir, kıyamet gününde tartıda ağır basan, değeri ölçülemez bir hazineye dönüşüyor.

Efendimiz (SAV)’e yapılan bir soru üzerine, verdiği cevap da zikrin faziletini gözler önüne seriyor: “Allah Tealâ’nın melekleri için yahud kulları için seçtiği şu sözdür: Sübhânellâhi ve bihamdihî”. Bu, Allah’ın melekleri ve kulları için özel olarak seçtiği bir sözdür ve bu yüzden de çok büyük bir değere sahiptir.

Günahların Bağışlanması ve Cennetteki Yeri

Bu zikrin bir diğer sırrı, günahların bağışlanmasına olan katkısıdır. Ebû Hüreyre (r.a.)’un rivâyetine göre, Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu: “Kim, Allah’ı hamdiyle tesbih ederim” derse denizin köpükleri kadar bile günahı olsa bağışlanır.”

Bu, Allah’ın sonsuz merhametinin ve bağışlayıcılığının bir göstergesi. Bu tesbihatı söyleyen bir kişi, denizlerin köpükleri kadar çok günahı olsa bile, Allah’ın rahmetiyle bağışlanma umudu taşıyor.

Hadis-i Şerif’te belirtildiği üzere, bu zikri söyleyen bir kişi için Cennette bir hurma ağacı dikileceği vurgulanıyor: “Kim Sübhânellâhi ve bihamdihî derse; onun için Cennette bir hurma ağacı dikilir.’’

Bu, yaptığımız her iyi iş ve söylediğimiz her güzel sözün, ahirette karşılığını bulacağının en güzel örneklerinden biridir. Her bir zikir, Cennette bizleri bekleyen hurma ağaçlarının sayısını artırıyor, ruhumuzu ve kalbimizi aydınlatıyor.

Sonuç

Görüldüğü üzere, “Subhanallahi ve bihamdihi” zikrinin fazileti ve günlük zikir pratiğimizdeki yeri sadece dini bir vecibe olmanın ötesine geçiyor.

Bu zikir, ruhumuzun derinliklerine işleyerek bizi daha huzurlu, daha dingin ve daha manevi bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kelimeler, sadece dudaklarımızdan çıkan sesler değil, kalbimizin ve ruhumuzun sesi.

Her gün tekrarlanan bu zikirle, hayatımızdaki pozitif değişiklikleri keşfetmek, manevi bir huzura ulaşmak artık bizim elimizde. Bu zikrin gücünü keşfetmek ve hayatınıza katmak için, sadece birkaç kelimeye ihtiyacınız var.